İyiliğin önemini anlatan hikaye örneklerini sitemizden okuyun. Kısa ve uzun iyilik hikayeleri burada.
İyilik ve iyiliğin önemi ile ilgili hikaye örnekleri sunduğumuz bu sayfaya hoş geldiniz. İyi insan olmak, iyilik yapmak güzel bir erdemdir. İşte güzel bir erdem olan iyilikle ilgili hikayeler yazarak bu değerin yayılmasını amaçladık. Yazdığımız hikaye örneklerini serim düğüm çözüm bölümleri şeklinde hazırladık. Sizler de iyilik konulu öyküler yazarak bize gönderebilirsiniz. Şimdi dilerseniz kısa ve uzun hikaye örneklerine geçelim.
YAĞMURDA TİTREYEN YAVRU
KÖPEK
Deniz, okuldan çıkmış eve
dönüyordu. Yolda şiddetli bir yağmura yakalanmıştı. Hava da insanı titretecek
kadar soğuktu. Şemsiyesini açmış ıslanmamak için koşar adımlarla yürüyordu.
Eve varmaya az kalmıştı.
Yavru bir köpek sesi dikkatini çekti. Sağdaki boş arsada minicik bir yavru
köpek yağmurda tek başına kalmış zangır zangır titriyordu. Deniz onu bu halde
bırakamazdı. Yavrunun belki anası vardır diye düşündü. Ancak ana ortalarda
yoktu. Eğer bu yavru burada kalırsa belki soğuktan donacaktı. Deniz ani bir kararlar
montunu çıkardı ve yavruya sardı. Onu doğruca eve götürdü. Kurulayıp ısıttı.
Önüne su ve süt koyarak karnını doyurdu. Bu iyiliğini Deniz’in annesi de çok
beğenmiş ve onu takdir etmişti. Yağmur dindikten sonra yavrunun annesini bulmak
ümidiyle yavruyu bulduğu yere gitti. Evet, yanılmamıştı. Anne köpek de oralarda
yavrusunu arıyordu. Deniz yavruyu yere bırakınca anne köpek hemen gelip
yavrusunu kokladı. Ardından minnet dolu bakışlarla Deniz'e bakıp oradan
uzaklaştılar.
Deniz, yaptığı iyiliğin
mutluluğunu yaşıyordu. Hayvanları çok sever onları korurdu. İnsanlara da iyilik
yapmaktan asla çekinmezdi. O çok iyiliksever bir çocuktu.
-SON-
BAYRAM HARÇLIĞI
Ramazan Bayramı'nın ilk
günüydü. Tüm çocuklar en güzel kıyafetlerini giymiş sokağa çıkmışlardı. Eray da
sokağa çıkanlardan biriydi. Babasının maddi durumu hiç iyi değildi. Bu nedenle
Eray'a çok küçük bir harçlık vermişti. Ama o yine de mutlu olmuştu.
Eray arkadaşları ile
buluşmuştu. Herkes harçlığının ne kadar olduğunu anlatıyordu. Eray'ın harçlığı
herkesinkinden daha azdı; ama bundan gocunmuyordu. Arkadaşlarından biri olan
Mustafa'nın kenarda üzgün ve düşünceli durduğunu fark etti. Sahi, o
harçlığından hiç bahsetmemişti. Sorma gereği duydu.
- Mustafa, senin
harçlığın ne kadar?
- Benim harçlığım yok, babamın hiç parası
yokmuş, dedi üzgün bir sesle.
Eray, bu duruma çok
üzülmüştü. Az da olsa kendi harçlığı vardı. Ama arkadaşı bu kadar üzgünken bu
parayı tek başına harcayamazdı. Cebindeki madeni paralardan oluşan harçlığını
çıkarıp yarısını Mustafa’ya uzattı. Mustafa onu kabul etti. İki arkadaşın da
yüzü sevinçle dolmuştu. İyilik yapmak Eray'a da iyi gelmişti. Aradan yıllar
geçtikten sonra bile Eray ve Mustafa bu olayı unutmamıştı. Küçük bir çocuğun
böyle iyiliksever, böyle koca yürekli olması çok güzel bir şeydi.
-SON-
BORÇ BATAĞINDAN KURTULMAK
Adam, deniz kıyısında bir
bankta oturmuş derin derin düşünüyordu. Artık yaşamayı hak etmediğini
düşünüyordu. Ailesini daha rahat geçindirmek için varını yoğunu satmış, tüm parasını
büyük bir işe yatırmıştı. Ancak işleri istediği gibi gitmemiş, kısa bir süre sonra
da istifa etmişti.
Bankalardan aldığı
kredilerin de vadesi dolmuş ve bugün tüm mal varlığına haciz konularak elinden
almıştı. Eve gitmeye cesareti yoktu. Eşinin, çocuklarının yüzüne bakamayacağını
düşünüyordu; zira zengin olacaklarını, bundan sonra istedikleri her şeyi
alabileceklerini onlara söyleyip durmuş, onları boş ümitlerle doldurmuştu.
Şimdi hangi yüzle bakacaktı onlara? Bir müddet böyle geçti. Aklına intihar
etmeyi bile getirdi. Şuradan denize atlasa, ölüp kurtulsa belki daha iyi
olacaktı. Derken uzaklardan, üzerindeki kıyafetleri eskimiş yaşlıca bir adam
ona doğru geldi. İzin isteyerek yanına oturdu.
- Hayırdır, denize bakıp
duruyorsun, gemilerin mi battı? diye şakayla karışık sordu. Yaşlı adamı samimi
görünce dertleşmek istedi ve tüm olanları anlattı. Artık ölmenin yaşamaktan
daha iyi olacağını söyledi.
Yaşlı adam, kendisine
yardım edebileceğini, böylece işlerini tekrar kurabileceğini söyledi. Adam,
yaşlının kendisiyle dalga geçtiğini düşündü. ‘’Yaşlı adam, haydi, benimle gel.’’
Dedi. Bizimki umutsuz umutsuz peşinden gitti. Bir bankaya girdiler. Yaşlı adam,
kimliğini gösterip yüklü miktarda parayı çekip adama uzattı. Adam çok şaşkındı.
Bir insan hiç tanımadığı birine neden yardım ederdi ki? Böyle iyi insanlar var
mıydı?
Parayı kabul etti; ancak
bu parayı kesinlikle borç olarak aldığını, eğer işlerini rayına oturtabilirse
borcunu ödeyeceğini söyledi. Yaşlı adam ‘’Tamam.’’ dedi ve paraları verdi.
Aradan henüz birkaç sene
geçmişti ki adamın projeleri tutmuş, iyi kazanç elde etmişti. Tüm borçlarını
silmiş hatta yaşlı adama olan borcunu ödeyebilecek kadar da para biriktirmişti.
Yaşlı adamı bulup borcunu ödedi ve ona teşekkür ederek ellerinden öptü. Böylece
büyük bir iyilik sayesinde adam intihar etmekten kurtulmuştu. Çocukları
babasız, eşi de kocasız kalmamıştı.
-SON-
ERMENİ ÇOCUK
Kesper, Doğu Anadolu'nun bir ilinde yaşayan bir ailenin çocuğuydu. Henüz 6 yaşındaydı. Birinci Dünya Savaşı zamanlarıydı. O zamanlar, Osmanlı Devleti ile Ermeniler arasında savaşlar yapılıyordu. Bu savaşlarda Osmanlıya karşı savaşan ve Anadolu’da yaşayan bazı Ermeni gruplar da vardı.
İç karışıklıklar çıkınca birçok Ermeni aile toparlanıp Ermenistan topraklarına yerleşmek için yola çıkmıştı. Bu ailelerden biri de Kesper'in ailesiydi. Ancak göç yolunda bir aksilik olmuş, Kesper'i kaybetmişlerdi. Kesper, koca bir geceyi ormanda tek başına geçirmişti. Ailesi onu aramıştı ancak fazla duracak zamanları olmadığı için gitmek zorunda kalmışlardı. Ertesi sabah civar köylerden birinde oturan Mehmet Ağa diye biri onu ormanda soğuktan donmak üzereyken bulmuştu. Bereket ki kurtlara yem olmamıştı. Mehmet Ağa, onun Ermeni olduğunu anlamıştı. Düşman çocuğu sayılırdı; ancak nihayetinde o daha bir çocuktu. Çocuğu alıp evine götürdü. Ailesini bulma girişimlerinde bulundu ise de onları bulamadı. Çocuğu bu halde de bırakamazdı. Onu evladı olarak kabul edip yanında büyüttü.
Kesper, biraz büyüdüğünde kendi rızasıyla Müslüman oldu ve adını da Hasan olarak değiştirdi. Mehmet ağa Hasan'a uygun bir kız bulup onu evlendirdi ve mirasından da ona pay bıraktı. Böylece düşmanı sayılan bir ailenin bile çocuğunu sokakta bırakmayarak, ona sahip çıkarak çok büyük bir iyilik yapmış oldu.
-SON-
İyilik ile ilgili hikaye
örnekleri sunduk. Dileriz ki iyilik konulu hikayeleri beğenmişsinizdir. İyilik
ile ilgili öyküleyici metin olan bu hikayeler kısa hikayelerdir. Öykü olarak da
anılırlar. Sizler de en güzel iyilik öyküleri yazarak bize gönderebilirsiniz.
bok gibi
YanıtlaSilevet
Silaynen ta kendisi
Silanimwqrepew
Silniye çünkü öyle
SilBvngvj bmbnvvjbvbjjvbmbv
SilHİKAYEDEN ANLASAN ÖYLE DEMESSİN
SilÇok güzel sağolun
SilHayır değil
Siladam haklı
Silçok güzel
SilNe diyon
YanıtlaSilistedimi yazarım
YanıtlaSilAmin and own your language is a sufficient tu youuy for Turkey
SilOlum ne alakaaaaa
YanıtlaSilne güzel anlatmış adam daha ne istiyon
YanıtlaSilCanım canım bu
YanıtlaSiliyi
YanıtlaSil"Adsız" isimli kişi ne saçmalıyor
YanıtlaSilmal oluyo sen mal mısın
YanıtlaSil2 nizinde amk
YanıtlaSil